Müzelik Sohbetler'in 9. bölümüne tasarımları, özellikle de sergi tasarımlarıyla isimlerini sıkça duyduğumuz PATTU'dan Cem Kozar konuk oluyor, şarkı seçimini ise Işıl Ünal yapıyor.
PATTU'nun[1] temelleri, Peyzaj Mimarı Işıl Ünal ve Mimar Cem Kozar tarafından 2009 yılında kurulan bir tasarım atölyesine dayanıyor. İlgi alanları müzikten arkeolojiye farklı disiplinlere uzanan PATTU'nun kurucuları Cem ve Işıl'ın aklına bir tasarım atölyesi açma fikriyse, Zeugma kazılarında çalışırken düşüyor. Mimarlık, kent araştırmaları, sergi ve grafik tasarım alanlarında işler üreten ofis, Cem'in söylediğine göre biraz da "tesadüf"lerin etkisiyle, zaman içerisinde müze ve sergileme alanında uzmanlaşıyor. Ofisin kent araştırmalarına olan ilgisi, ofisin ürettiği işlerde açıkça görülebiliyor. Ofisin Hayal-et Yapılar, İSTANBUL-O-MATİK, Anahtar Yapılar, İyi Kötü ve Çirkin, Günlük Sesler gibi işlerinin odağında İstanbul'un yer alması şaşırtıcı değil. Öyle ki, Space Inventor isimli yerleştirmeleri aracılığıyla İstanbul'la ilgili tartışmalar kentin sınırlarını aşıp Roma'daki MAXXI'nin çatısı altında izleyicilerle buluşuyor.
Sohbetimizde Cem'in de belirttiği gibi, kimi zaman sergileyen, kimi zaman da sergilenen tarafta yer alıyorlar. Eleştirel bakış açısını elden bırakmadan izleyiciyi de işin parçası yapan işler tasarlıyor; katılımcı yöntemlerle izleyicilere işin bir parçası olabilmesi ihtimalini cömertçe sunuyorlar. Zor ve karışık konuları sergilerken sık sık oyunlaştırma yönteminden faydalanıyor, tasarımlarıyla bir nevi "kolaylaştırıcı" işlevi görüyorlar. Özetle PATTU'nun deneysel sergileme yöntemlerini araştırmaktan da denemekten de çekinmediğini söylemek mümkün. Zira, internet sitelerinde karşımıza çıkan George Bernard Shaw’a ait bir alıntı tasarım yaklaşımlarına dair bir ipucu sunuyor: “Hiç var olmamış şeyleri düşler ve sorarım; neden olmasın?”
"Sergi Sergi Söyle Bana" isimli bu bölümde Cem Kozar'a PATTU'nun müze ve sergi tasarlarken dikkat ettikleri noktaları, projeye göre ekiplerindeki uzmanların nasıl değiştiğini, tasarım karar süreçlerinin nasıl şekillendiğini ve dijital uygulamalar hakkındaki fikirlerini sorduk. Sohbetimiz sırasında Cem'in bir tasarımcı olarak film yönetmenlerinin izleyicileri bazen saatlerce hiç hareket etmeden ekran karşısında tutmasından etkilendiğini söylemesi üzerine değindiğimiz, üç klasik Hollywood filminin ve üç kültürel tarihsel serginin karşılaştırmalı bir analizinin yapıldığı Leicester Üniversitesi Müzecilik Çalışmaları bölümünden Ariane Karbe’nin doktora tezine erişmek isterseniz: Learning from Hollywood? Narrating exhibitions with suspense (2018)
Bu bölümü dinlemek için: Açık Radyo'dan dinle! Spotify'dan dinle! Google Podcasts'ten dinle! Apple podcasts'ten dinle!
Programın müzik arasında Işıl Ünal'ın seçimiyle Mulatu Astatke'den Yèkèrmo Sèw'i dinledik.
Notlar
[1] PATTU ölmüş bir dil olan Sümerce'de tarla, işlenmeye açık boş bir alan anlamına geliyor. * Yazıda yer verilen tüm görseller PATTU'nun internet sitesinden alınmıştır.
Comments